Allah'ın 99 İsmi
أسماء الله الحسنى
Referanslar
Allah'ın isimlerine Kuran ve Hadislerde
وَلِلَّهِ ٱلْأَسْمَآءُ ٱلْحُسْنَىٰ فَٱدْعُوهُ بِهَا ۖ وَذَرُوا۟ ٱلَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِىٓ أَسْمَٰٓئِهِۦ ۚ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُون
En güzel isimler Allah’ındır; bu güzel isimlerle O’na dua edin, O’nun isimleri hakkında doğru inançtan sapanları kendi başlarına bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını çekecekler!
قُلِ ٱدْعُوا۟ ٱللَّهَ أَوِ ٱدْعُوا۟ ٱلرَّحْمَٰنَ ۖ أَيًّا مَّا تَدْعُوا۟ فَلَهُ ٱلْأَسْمَآءُ ٱلْحُسْنَىٰ ۚ وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَٱبْتَغِ بَيْنَ ذَٰلِكَ سَبِيلًا
De ki: "(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.
هُوَ ٱللَّهُ ٱلْخَٰلِقُ ٱلْبَارِئُ ٱلْمُصَوِّرُ ۖ لَهُ ٱلْأَسْمَآءُ ٱلْحُسْنَىٰ ۚ يُسَبِّحُ لَهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ وَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ
O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hadis
Abu Hurairah reported that Allah has ninety-nine Names, i.e., one hundred minus one, and whoever believes in their meanings and acts accordingly, will enter Paradise; and Allah is witr (one) and loves 'the witr' (i.e., odd numbers).
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır, yüz bir eksik, kim hepsini ezbere bilirse cennete girer." Bir şeyi saymak, onu ezbere bilmek demektir.
Anlamlarını açıklayın
الرحمن | Er-Rahmân | Rahmetiyle muamele eden, esirgeyen. |
الرحيم | Er-Rahim | Merhamet eden, bağışlayan. |
الملك | El-Melik | Mülkün gerçektsahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan. |
القدوس | El-Kuddûs | Herttürlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan. |
السلام | Es-Selâm | Kullarını selâmete çıkaran. |
المؤمن | El-Mü’min | Gönüllerde iman ışığı uyandıran. |
المهيمن | El-Müheymin | Gözeten ve koruyan. |
العزيز | El-Aziz | Mağlup edilmesi asla mümkün olmayan. |
الجبار | El-Cebbâr | İstediğini mutlak yapan, dilediğinetmuktedir olan. |
المتكبر | El-Mütekebbir | Her şeyde büyüklüğünü gösteren. |
الخالق | El-Hâlık | Her şeyi yoktan var eden. |
البارئ | El-Bârî | Her şeyi uygun bir tarzda ve birbirine uygun yaratan. |
المصور | El-Musavvir | Her şeye bir şekil ve hususiyet verip tasvir eden. |
الغفار | El-Gaffâr | Kullarınıntgünahlarını örten, günahlarını bağışlayan. |
القهار | El-Kahhâr | Hertşeye, her istediğini yapacak surette galip ve hakim olan. |
الوهاب | El-Vehhâb | Çoktfazla ihsan eden. |
الرزاق | Er-Rezzâk | Bütüntmahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan. |
الفتاح | El-Fettâh | Herttürlü zorlukları kolaylaştıran, darlıktan kurtaran. |
العليم | El-Alîm | Hertşeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezelitolan. |
القابض | El-Kâbıd | Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen. |
الباسط | El-Bâsıt | Dilediğinetbolluk veren, açan, genişleten. |
الخافض | El-Hâfıd | Yukarıdantaşağıya indiren, alçaltan. |
الرافع | Er-Râfî | Yukarı kaldıran, yükselten. |
المعز | El-Muiz | İzzet verip ağırlayan. |
المذل | El-Muzil | Zilletetdüşüren, hor ve hakir eden. |
السميع | Es-Semî | Hertşeyi işiten. |
البصير | El-Basîr | Hertşeyi gören. |
الحكم | El-Hakem | Her işte hikmet ve adaletle hükmeden. |
العدل | El-Adl | Sontderece adaletli olan. |
اللطيف | El-Latîf | İşlerin bütün inceliklerini bilen. |
الخبير | El-Habîr | Hertşeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan. |
الحليم | El-Halîm | Yumuşaktdavranan, hilmi çok olan. |
العظيم | El-Azîm | Pek azametli ve büyük olan. |
الغفور | El-Gafûr | Çoktbağışlayan, magfireti çok olan. |
الشكور | Eş-Şekûr | Kendi rızası için yapılan iyi işleri, ziyadesiyle mükafatlandıran. |
العلي | El-Aliyy | Çok yüce. Pek yüksek olan. |
الكبير | El-Kebîr | Büyüklüğünde hudut olmayan. |
الحفيظ | El-Hafîz | Yapılan işleri bütün tafsilatıyla, ayrıntılarıyla tutan. |
المقيت | El-Mukît | Yaratılmış her şeyin azığını veren. |
الحسيب | El-Hasîb | Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının hesabını soran. |
الجليل | El-Celîl | Azamet sahibi olan, ululuk sahibi olan. |
الكريم | El-Kerîm | Çoktikram edici. Keremi ve mağfireti bol olan. |
الرقيب | Er-Rakîb | Bütün varlıklar üzerine gözcü olan. |
المجيب | El-Mücîb | Dua edenlerin dualarını kabul eden, isteklerini veren. |
الواسع | El-Vâsî | Lütfutbol olan. |
الحكيم | El-Hakîm | Emirleri, kelamıtve bütün işleri hikmetli olan. |
الودود | El-Vedûd | İyi kullarını seven, sevilmeye ve dostluğa hakkıyla layık olan. |
المجيد | El-Mecîd | Şanı çok büyük ve çok yüksek olan. |
الباعث | El-Bâis | Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran. |
الشهيد | Eş-Şehîd | Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan. |
الحق | El-Hakk | Vacib'ul vücut olan, varlığı hiç değişmeden duran. |
الوكيل | El-Vekîl | İşlerini kendisine bırakanların işini düzelten ve her şeyin iyisini temin eden. |
القوي | El-Kaviyy | Pek kuvvetli. Pek güçlü olan. |
المتين | El-Metîn | Çok sağlam olan. |
الولي | El-Veliyy | İyi kullarına, gerçek mü’minlere dost olan. |
الحميد | El-Hamîd | Her türlü hamd ve övgüye layık olan. |
المحصي | El-Muhsî | İstisnasız her şeyin tek tek sayısını bilen. |
المبدئ | El-Mübdi | Bütün mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan. |
المعيد | El-Muid | Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan. |
المحيي | El-Muhyî | İhya eden, dirilten, can bağışlayan, sağlık veren. |
المميت | El-Mümît | Ölümü yaratan, öldüren. |
الحي | El-Hayy | Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi. |
القيوم | El-Kayyûm | Gökleri, yeri ve her şeyi tutan. |
الواجد | El-Vâcid | İstediğini, istediği vakit bulan. |
الماجد | El-Mâcid | Kadri büyük, keremi bol olan. |
الواحد | El-Vâhid | Tek olan. |
الأحد | El-Ahad | Bir, Bölünmez |
الصمد | Es-Samed | Sığınacak tek dayanak olan. |
القادر | El-Kâdir | Her şeye gücü yeten, her istediğini yapmaya kâdir olan. |
المقتدر | El-Muktedir | Kuvvettve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden. |
المقدم | El-Mukaddim | İstediğini ileri geçirip, öne alan. |
المؤخر | El-Muahhir | İstediğini geri koyan, arkaya bırakan. |
الأول | El-Evvel | Başlangıcı olmayan, ilk olan. |
الآخر | El-Âhir | Bitişi olmayan, son olan. |
الظاهر | Ez-Zâhir | Açıkca bilinen, âşikâr olan. |
الباطن | El-Bâtın | Gizli olan. |
الوالي | El-Vâlî | Her şeyi tek başına idare eden. |
المتعالي | El-Müteâlî | Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hâl ve tavırdan münezzeh olan. |
البر | El-Berr | Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan. |
التواب | Et-Tevvâb | Tövbeleri kabul eden. |
المنتقم | El-Müntakim | Suçluları adaletiyle cezalandırıp intikam alan. |
العفو | El-Afüvv | Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan. |
الرؤوف | Er-Raûf | Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen. |
مالك الملك | Mâlikü’l-Mülk | Mülkün ebedi sahibi olan. |
ذو الجلال والإكرام | Zü’l- Celal-i ve’l-İkram | Her türlü büyüklüğün, her türlü keremin sahibi olan. |
المقسط | El-Muksıt | Bütün işleri birbirine uygun ve denk yapan. |
الجامع | El-Câmî | İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan. |
الغني | El-Ganîyy | Çok zengin olan. |
المغني | El-Muğnî | İstediğini zengin eden. |
المانع | El-Mânî | Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen. |
الضار | Ed-Dâr | Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana ugratan. |
النافع | En-Nâfi | Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan. |
النور | En-Nûr | Alemleri nurlandıran. |
الهادي | El-Hâdî | Hidayete ve doğru yola erdiren. |
البديع | El-Bedî | Örneksiz, misilsiz, hayret verici nice âlemler icad eden. |
الباقي | El-Bâki | Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan. |
الوارث | El-Vâris | Servetlerin gerçek sahibi olan. |
الرشيد | Er-Reşid | Bütün işleri ezeli takdirine uygun bir nizam ve hikmet üzere sonuna ulaştıran. |
الصبور | Es-Sabûr | Çok sabırlı olan. |